Buenos Aires'te herşey gri

-
Aa
+
a
a
a

Guillerma Porcellena MST (Movimiento Sin Trabajadores – İşsiz İşçiler Hareketi) üyesi, cumartesi günkü eylemde ağır yaralananlardan. Guillerma “Bir patlama duydum, gözümü açtığımda, her yer griydi, bir kadın sanki havada uçuyor gibiydi” diyerek yasadıklarını anlatıyor. Cumartesi günü, hatta daha öncesinde, "herşey griydi.” 19-20 Aralık 2001’deki ekonomik krizi protesto etmek için alanları dolduranlar, hükümet için, hatta Buenos Aires’te Noel’e hazırlananlar için herşey “griydi.” Belki de şu an bütün Arjantin’i açıklamak için bu rengin sunduğu anlamlara dikkat çekmek gerekiyor, hiçbir şey siyahla beyazın birbirinden ayrıldığı kadar net değil, herşey puslu bir perdenin ardından izleniyormuş gibi.

 

Patlama üzerine hipotezler: Herşey gri beklemek lazım

 

Cumartesi günkü patlamanın ardından Piqueteros grupları önceden yerleştirildiği açıkça belli olan bomba için hükümetin gerginlik politikasını sorumlu tuttu. Geçen hafta Eduardo Duhalde ve Başkan Nestor Kirchner’in yardımcılarından Felipe Sola, hükümetin yeni sosyal gelişme planını tartışmak için biraraya gelmişti. Sheraton’daki toplantının görünen yüzü “sosyal yardımlar”dı ama asıl mesele Piqueteros’lara karşı yürütülecek politikadaydı. Duhalde gibi, geleneksel baskı politikasının sürdürülmesinden yana olanlar sokaklardaki eylemlere karşı sert tedbir alınmasını ve hiçbir görüşme yapılmamasından yanaydılar (Neuquen, Salta gibi şehirlerde önceki hafta bu politika kendisini gösterdi. Sola ve Kirchner’in önerisi de başta MIJD (Movimiento Indepediente Jubilados Desocupados) lideri Raul Castellis olmak üzere (Castellis Kirchner’i açıkça desteklediğini ifade etmişti) Piqueteros gruplarıyla görüşmek yönündeydi. Gerçekten de hükümet içerisindeki bu tartışma 19-20 Aralık tarihlerinde yapılan üç farklı eylemde kendini gösterdi. Biri CTA (Centro Trabajadores Argentina) iki Piqueteros grubu cuma günü eylem yapmayı seçti, cumartesi günü ise iki kortej alana doğru yürüyüşe geçti.

 

Herşey griydi... Piqueteros’lar arasındaki tartışma eylemden sonra da devam etti. Luis Dellia, Raul Castellis’i kast ederek “asıl patlama Castellis’in politikası, tipik bir Duhalist, o insanların ölmesini istiyordu” dedi. Dellia’nin bu açıklamasına PO (Partido Obrero) lideri Nestor Pitcalo cevap verdi: “Dellia, gerçeği ve düşünmeyi unutuyor.” Ve ardından Piqueteros hareketinin Kirchnerizme bağlanmak istendiğine dair tartışma başladı, bu tartışma da meyvesini bugün yapılan protesto gösterisinde kendini gösterdi: Congreso Meydanı’ndan Plazo de Mayo’ya doğru yürüyüşe gecen yaklaşık 5 bin kişi farklı kortejler kurarak (MIJD’in yol kesmemeye özen göstermesi gibi) cumartesi günkü olaylar hakkında açıklama bekliyor gibiydi ama diğer yandan gruplar arasındaki tartışmanın etkili olduğu da açıkça belli oluyordu.

 

26 Aralık 2003 başka bir tarih…

 

Herşey griydi... İçişleri Bakanı Anibal Fernández, herkesi “sakin” olmaya çağırdı ve ardından da patlama için hükümetin suçlanmasının “anlamsız” olduğunu yineledi ama “hükümetle uzlaşmayan Piqueteros gruplarının patlamanın asıl sorumlusu olduğunu” da sözlerine ekledi. Başkan Kirchner ise yurtiçi gezisine ara vererek açıklama yaptı: “Piqueteros’lar üzerine baskıya izin verilmeyecek...”

Kirchner bu açıklamasına “IMF’ye boyun eğmeyeceğiz” sözlerini de ekledi ki cumartesi günkü olayın ardından açıklama bekleyen birçok kişi için bu sözler “gerçek patlamaydı,” çünkü geçen haftasonu IMF yetkilileri, “Arjantin’le borçlar için hükümetin tek taraflı olarak sunduğu planı gözden geçirilmesi gerektiğini ve yeni bir borç ödeme planı yapmak istediklerini” açıklamıştı. Önce Ekonomi Bakanı Roberto Lavagne’nin, ardından da Başkan Kirchner’in “bağımsızlığımıza kimse müdahale edemez” şeklinde yaptığı açıklamaları Arjantin’deki belirsiz ortamı daha da anlaşılmaz hale soktu. Şimdiki soru: Kirchner iç politikadaki tansiyonu mu düşürmek istiyordu?

 

Herşey griydi... Piqueteros’lar ve cumartesi günkü eyleme katılan sol partiler 26 Aralık 2002’de öldürülen iki Piquteros’un  (Dario Santillan ve Maximillano Kostecki) katillerinin yakalanmasını istiyor. Santillan ve Kostecki  Piqueteros’lar için olduğu kadar Arjantin’in yeni dönemi için de sembol isimler. Sembol; gerçekleşmeyen adaletin, insanlar üzerindeki baskının küçük bir tercümesi gibi bu iki isim. Sembol çünkü, bağımsız politika yapmak, duvarlarda yazdığı gibi (sin hambre, indepetiende pais - tok, özgür ülke) açlığa, baskıya, işsizliğe karşı mücadelenin özeti bu iki isim. Buenos Aireslilerin birçoğu Noel’i beklerken Piqueteros grupları da 26 Aralık’ta gerçekleştirilecek eylemi bekliyorlar. Şimdiki tartışma: hükümetin Piqueteros’lar konusunda tavrının ne olacağının 26 Aralık’ta anlaşılıp anlaşılamayacağı?

 

Herşey gri... ama belki de Buenos Aires’in parlayan güneşinin altında herşey kendi rengine kavuşur...